ÖĞRETMENLER GÜNÜMÜZ

ÖĞRETMENLER GÜNÜMÜZ

Öğretmen sadece bir nakledici değildir. Öğretmen memur ya da tüccar değildir. Bu kimlikler öğretmeni, mesleğinin hakikatinden uzaklaştırdığı gibi sahip olduğu mesleki itibarı da erozyona uğratmaktadır.

Bir şeyi tanımlarken “ne olmadığını” ifade ettikten sonra “ne olduğunu” farklı boyutlarıyla ortaya koymak gereklidir. Başka bir deyişle önce yanlışı tahliye, sonra doğruyu ikame etmek gerekir. Tıpkı kelime-i şehadette imanımızı ikrar ve tasdik ederken, önce tüm ilahları reddedip, sonra yalnızca bir olan Allah’ı kabul ettiğimiz gibi.

Öğretmenin ne olduğu ile ilgili pek çok şey söylenebilir önemlilerinden bazıları şunlardır.

Öğretmen her şeyden önce kendine teslim edilen tertemiz ruhlara, dimağlara şekil veren bir ruh sanatkârıdır. O yetiştirdiği öğrencileri ile kendi yaşadığı dönemi, hatta çağını aşan bir gelecek mimarıdır.

Bunun için öncelikle elindeki malzeme olan öğrencisini tanıması, ondaki cevheri keşfetmesi gerekir. Kimi öğrencisine gökler ötesini gösterirken, kimisine de ayağının ucunu göstermelidir. Tüm öğrencilerini aynı şekle girmeye zorlamak her iki uçtakilere de zulümdür.

Eğitimin şu anki görünümü asırlardır kayalara çarpa çarpa parçalanmış, kırık dökük bir tekneye benzemektedir. Kaptan köşkünde ise asırlardır gemiyi de denizi de tanımayan, bununla beraber etrafa şirin görünmek için akrobasi gösterisi yapmaya çalışanlar bulunmaktadır. Böyle bir ortamda gemiyi yüzdürme ve onu tamir edip geleceğe taşıyacak insanları yetiştirmekle vazifeli kişi öğretmendir. Öğretmen gemiyi ıslah ve inşa ile görevlidir. İşin en zor kısmı, bu iki vazifeyi aynı anda yapmak durumunda olmasıdır. Bu zor görevin altından kalkmanın yolu, amacı doğru belirlemektir. Her öğretmenin sahip olduğu gemiciği, ona teslim edilmiş olan bireydir. Onu sahili selamete ulaştırmayı başaran öğretmen vazifesini yerine getirmiş demektir.

Nefsini terbiye edemeyen neslini terbiye edemez.

Kendi nefsini ıslah edemeyenin, kendine faydası olmayanın başkasına bir şey vermesi mümkün değildir. Öğretmen, her şeyden önce maddi ve manevi olarak kendini iyi yetiştirmiş olmalıdır. Ancak mesleki ve insani anlamda donanımlı bir öğretmen öğrencisine zahiri ve batıni rehberlik edebilir. Kendi yolunu bulamayanın başkasına yol göstermesini beklemek beyhudedir.

Kendisi himmete muhtaç dede,
Bilmem ki kime nasıl himmet ede.

İkinci olarak nesli ıslah ile vazifeli olan öğretmenin ondan şikayet etme hakkı yoktur. Öğretmen, çocukta var olan her türlü eksik ve kusuru tespit edip, olumsuz örnekleri olumluları ile değiştirme konumundaki kişidir. Doktorun görevi hastadan ve hastalıktan şikâyet değil tedavidir. Hatta doktorlar bir hastalığı teşhis ettiklerinde sevinirler çünkü problemin ne olduğunu bilmek çözmenin ilk adımıdır. Aynen öyle de öğretmenin görevi kabiliyetleri ölçüsünde öğrencilerine ayaklarının ucundan gökler ötesine giden yolu göstermektir.

 

Bu çerçeve de öğretmenlik, tüm iş ve mesleklerin ötesinde yüce ve ulvi bir meslektir. Bu mesleği yapan kişilerse çerçevenin özelliklerini taşıdıkları ölçüde öğretmendir. Öğretmenlik atama ile gelinen bir meslek değil, öğrenciler tarafından, yürekten verilen ve yıllar geçtikçe unutulmayan, eskimeyen ve değerini kaybetmeyen bir payedir.

04.12.2018 1907

04-12-201804-12-201804-12-201804-12-201804-12-201804-12-201804-12-201804-12-201804-12-201804-12-201804-12-201804-12-201804-12-201804-12-201804-12-201804-12-201804-12-201804-12-201804-12-201804-12-201804-12-201804-12-201804-12-2018